ŞUHÛR-U SELASE (ÜÇ AYLAR)
Receb, Şaban, Ramazan olarak kamerî takvimde yedinci, sekizinci, dokuzuncu aylardır.
“Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerif’te yüzden geçer, Şaban-ı Muazzam’da üçyüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarek’te bine çıkar ve cuma gecelerinde binlerle ve Leyle-i Kadir’de otuzbine çıkar. Bu pekçok uhrevî faideler kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheridir.” (Şualar sh: 494)
Şühûr-u selase içinde Regaib Kandili, Mi’rac Kandili, Berat Kandili ve Kadir Gecesi olarak dört mübarek kandil gecesi vardır.
Bu kandillerden Regaib Kandili hakkında bir nebze izah verilecektir.
Regaib Kandili: Arabi aylardan “Receb-i Şerif’in ilk cum’a gecesine “Leyle-i Regaib” denir. Bazı zatların beyanına göre bu gecede Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vessellem Efendimiz tecelli-i ef’ale mazhar olup nur-i ef’ale müstağrak olmakla Hak Teala Hazretlerine oniki rek’at namaz kılmıştır…
Hazret-i Amine’nin Fahr-i Âlem Efendimizi hamil olduğuna bu geceden itibaren muttali olmuş olması melhuzdur. Maahaza Leyle-i Regaib pek mübarek bir gecedir. Zaten Regaib; nefis, mergub, bahası ağır ve çok atâ ve ihsan manasına olan “ragibe”nin cem’idir. Bu geceyi ibadetle ihyanın sevabı pek çoktur.” (B.İ.İ.187)
Bediüzzaman Hazretleri, Leyle-i Regaib’in mübarekiyeti hakkında ve Resul-u Ekrem Efendimizin bu alemi şereflendirmesini, rahm-ı mader mi, yoksa muhtereme validesinin muttali olması mı konusunu, “bir derece, bir cihette” diyerek izah eder. Şöyle ki:
“Kat’iyyen benim kanaatimde bir nevi mu’cize-i Ahmediye olarak, iki aydanberi mütemadiyen kuraklık ve yağmursuzluk, her tarafta daima namazlardan sonra pek çok duaların akim kaldığı ve herkes me’yusiyetten derd-i maişet endişesiyle kalben ağlarken, birden Leyle-i Regaib -bütün ömrümde hiç mislini işitmediğim ve başkalar da işitmediği- üç saatte yüz defa, belki fazla tekrar ile melek-i ra’dın yüksek ve şiddetli tesbihatıyla öyle bir rahmet yağdı ki; en muannide dahi Leyle-i Regaib’in kudsiyetini ve Hazret-i Risalet’in bir derece, bir cihette âlem-i şehadete teşrifinin umum kâinatça ve bütün asırlarda nazar-ı ehemmiyette ve Rahmeten Lil’âlemîn olduğunu isbat etti ve kâinat o geceyi alkışlıyor diye gösterdi.” (Emirdağ Lahikası-I sh: 37)