“Put mu? Pot mu?” Tartışmasına Son Sözümüz!

Bizim bir tavzih yazımız birilerini çok rahatsız etmiş olmalı ki, taraftarlık duygusuyla etraflarında topladıkları guruba slogan vermek için cevap yazmışlar.

Halbuki biz yazımızda “Pot” kelimesini Hazret-i Üstadın kullandığı yer ve şahıs noktasından izahını yapmıştık.

Ve dedik ki: Bu “Pot” kelimesi şimdiki avam lisanında kullanıldığı gibi “hata yaptım” anlamında değildir.

Hem dedik ki: Kamus-i Türki’de ve TDK sözlüğünde var ki, Osmanlı devrinde bu bir deyimdir. Ve bir kaç manaya gelmektedir.

Bunlardan “Pot kırmak” deyimi ”karşısındakine dokunacak söz söylemek” tir. Daha başka “dikişte potluk, hata” gibi anlamları da vardır. Hazret-i Üstad bu anlamda yani ”karşısındakine dokunacak söz söylemek” anlamında kullanmıştır.

Üstadın Risale-i Nurlarda açıkca isim isim zikrettiği ve varis ve naşir tayin ettiği abiler tarafından da Üstada sadakatin bir gereği olarak akıllarını karıştırmadan aynen böyle “Pot kırdım” olarak elli, altmış senedir böyle neşretmişlerdir.

Kimdir bu varisler başta Zübeyir, Tahiri, Ceylan, Sungur, Hüsnü, Said Özdemir, Ahmet Aytimur, Bayram Yüksel olarak kitaplarda isimleri yazılan abilerdir.

Hatta ilk karton kapak Emirdağ Lahikası yayınlanırken tashihde bulunan Rüşdü abi anlatmıştı. “Biz bu kelime herhalde “Put” olmalı diyerek karton kapak risaleye put diye koyduk. Fakat sonraki baskılarda yani ciltli baskılarda abilerin ikazıyla bu kelimeyi düzelttik.” Yani o zaman Zübeyr abi de hayatta Sungur Abi de hayatta idi. Elhasıl bütün varis ve naşir ağabeyler hayattadır. Şimdi de Ahmet Aytimur, Hüsnü ve Rüşdü Abiler hayattadır. İsteyen sorsun tahkik etsinler.

Eğer maksadınız hakikat-ı hali anlamaksa gider işin sahiplerine sorarsınız. Badıllı abi daha düne kadar hayattaydı. Ahmet Aytimur abi üç beş durak berinizde Hüsnü Abi iki durak ötenizde Rüşdü Tafral abi bir semt yakınınızda gidin sorun öğrenin. Yok maksadınız ortalığı karıştırmaksa sizi Allah havale ediyoruz.

Hakikat-ı hal bu iken, gazetecilik gevezeliğinin verdiği laf üretmek, Risale koruyuculuğuna soyunmak ve bu kadar ehl-i ilmi ve ehl-i hakikatı hiçe saymak hangi cüretledir?

Bütün hayatın Kemalizmle, Süfyaniyetle mücadele içinde geçirmiş ve bu hususlarda hapisler yatmış, mahkumiyetler almış insanları böyle itham etmek (eğer başka bir maksat yoksa) ahmaklığın en ileri seviyesidir. Herhalde kendilerini son zamanlarda süfyaniyetle yaptıkları ittifakların altında ezik hissettiklerinden böyle mütecavizane saldırıyorlar. Bir çıkış yolu arıyorlar diye düşünüyoruz.

Neticede biz onların bu düştükleri girdaptan çıkmalarına dua ediyoruz.

Selam Hüdaya tabi olanların üstüne olsun.

Mesut Zeybek

Kontrol et

HAKİKİ ŞAKİRD / TALEBE VASIFLARI

Risaletü’n-Nur’un hakikî ve sadık şakirdleri mabeynindeki düstur-u esasî olan iştirak-i a’mal-i uhreviye kanunuyla ve samimî …